6 Ekim 2010 tarihli çarkıfelek programında Mehmet Ali Erbil gaflarına bir tanesini daha ekledi; ancak bu sefer belli ki baltayı taşa vurdu. Programa canlı yayınla yarışmacı alan Erbil, görüntünün gitmesi ve ekranın kararması üzerine “Onlar mum söndü mü oynuyorlar ne yapıyorlar?” cümlesini kullandı. Espri yaptığını sanarak programına devam etti. Acaba Erbil, kurduğu bu cümlenin anlamını gerçekten bilmiyor muydu ? Peki mum söndü nedir?
Göç sıralarında; Aleviler her akşam düzenledikleri CEM (ibadet) ile ilgili kendi barakalarında toplanıp cemi yaparlardı. O sıralarda bazı köylerde alevi sayısı çok düşük olduğundan alevi karşıtları köyün nüfusunun %90’ını oluştururdu. Aleviler göçteler çünkü herkesten saklanırlardı, bilhassa köyün güvenliğini sağlayan jandarmalardan. İbadetlerini; barakalarında karanlıkta yaparlardı ki kimse görmesin, olay çıkmasın, yerimizden olmayalım diye aslında tamamen karanlıkta değil tabi bir kaç mum sayesinde ışığı elde ederek ibadetlerini yapıyorlardı. Jandarmaların oraya geldiklerini görünce mumları söndürürlerdi ki yakalanmasınlar. Köy halkı olsun jandarmalar olsun rezalet bir iftira ve kirletici bir laf atmışlar ortaya ana, bacı, kardeş tanımazlar diye, mum sönünce karalık olunca ensest ilişkiye girdiklerini iddia ederlerdi... Buda dilden dile lekendi ama işin gerçeği ortaya çıkınca bazıları susuyor ve bazıları da anlamak istemiyor. Bu olay sadece göç halinde olan bir alevi topluluğunun çaresizliği yüzünden olmuştur. Eğer Mehmet Ali Erbil ışıkların kapanması yani ekranın kararması üzerine böyle bir cümle kuruyor ise sizce de cümlenin ne anlama geldiğini bilmiyor muydu? Yaşananlar sonucunda Erbil’in programı hemen ertesi gün yayından kaldırıldı. Defalarca özür dilemesine yanlış anlaşıldığını söylemesine rağmen Türk halkının tepkisinden kurtulamadı.
Daha öncede ‘Turnike’ adlı programda buna benzer bir gafı Güner Ümit “Siz Kızılbaş mısınız?” diyerek yapmış çok ağır bir boykota uğramıştı. Belki de söylediği bu söz, televizyon hayatının bitmesine sebep olmuştur. O zamanlar çok izlenen programı yayından kaldırılmış yıllar sonra tekrar yayına başlasa bile yinede ilgi görmemiştir. Çünkü ülkemizde Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Müslüman’ı, Yahudi’si, Hristiyan’ı… tek bir çatı altında yaşamaya çalışmakta ve bu şekilde ekran karşısında insanların gözü önünde etnik değerlere dokunulunca halkta bir şekilde tepkisini göstermektedir. Amacım Erbil’in de Güner Ümit gibi TV hayatının bitmesi değil, amacım bu olayların ekran önündeki diğer insanlara örnek teşkil etmesi…Göç sıralarında; Aleviler her akşam düzenledikleri CEM (ibadet) ile ilgili kendi barakalarında toplanıp cemi yaparlardı. O sıralarda bazı köylerde alevi sayısı çok düşük olduğundan alevi karşıtları köyün nüfusunun %90’ını oluştururdu. Aleviler göçteler çünkü herkesten saklanırlardı, bilhassa köyün güvenliğini sağlayan jandarmalardan. İbadetlerini; barakalarında karanlıkta yaparlardı ki kimse görmesin, olay çıkmasın, yerimizden olmayalım diye aslında tamamen karanlıkta değil tabi bir kaç mum sayesinde ışığı elde ederek ibadetlerini yapıyorlardı. Jandarmaların oraya geldiklerini görünce mumları söndürürlerdi ki yakalanmasınlar. Köy halkı olsun jandarmalar olsun rezalet bir iftira ve kirletici bir laf atmışlar ortaya ana, bacı, kardeş tanımazlar diye, mum sönünce karalık olunca ensest ilişkiye girdiklerini iddia ederlerdi... Buda dilden dile lekendi ama işin gerçeği ortaya çıkınca bazıları susuyor ve bazıları da anlamak istemiyor. Bu olay sadece göç halinde olan bir alevi topluluğunun çaresizliği yüzünden olmuştur. Eğer Mehmet Ali Erbil ışıkların kapanması yani ekranın kararması üzerine böyle bir cümle kuruyor ise sizce de cümlenin ne anlama geldiğini bilmiyor muydu? Yaşananlar sonucunda Erbil’in programı hemen ertesi gün yayından kaldırıldı. Defalarca özür dilemesine yanlış anlaşıldığını söylemesine rağmen Türk halkının tepkisinden kurtulamadı.
Yazar: ÖZGÜR KÖŞE