Spor, aynı yemek ve müzik gibi asırlardan beri bir kendini ifade etme biçimi, bir ses duyurma aracı olarak kullanıldı. Sahada alınan galibiyet aslında baskın güçlere gönderilen bir mesajdı. 90’lı yıllardan sonra, sporun endüstriyelleşmesiyle ve bir ticarethanemsi bir hale gelmesiyle bu mesajın şekli değişti. Mesajı eskiden sporcular verirken, şimdi fanatikleştirilen taraftarlar verir hale geldi.
21 Aralık 2010 tarihinde Güney Kıbrıs’ta oynanan Apoel – Pınar Karşıyaka maçı bu durumu daha da net gözler önüne serdi. İlk maçta hiçbir olay, kışkırtma yaşanmamasına rağmen, Turuncular olarak bilinen Apoel taraftarları, sosyal medya araçları üzerinden örgütlenip, "Hep birlikte Yunan ruhunu, köpeklere göstereceğiz." tarzında söylemler yayınladılar. Turuncular’ın fanatikliği, Türk düşmanlığı, maç içerisinde olay çıkaracakları bilinmesine rağmen, salonda bulunan güvenlik gücü sayısı maalesef inanılmaz derecede azdı. Bu durumu fırsat bilen taraftarlar, Pınar Karşıyaka ekibine zor anlar yaşattı.
Buraya kadar her şey normal gibi mi gözüküyor? O zaman size buradaki çifte standardı anlamanız için başımdan geçen bir olayı anlatayım. Sene 2009, Galatasaray - K.V. Imperial AEL bayan basket rövanş maçı. İlk maç Kıbrıs’ta oynandı, yine olaylar, yine taraftar sahnede. İkinci maç Ayhan Şahenk’te oynanacak, biletlerimizi aldık, ilk maçın hırsıyla gidiyoruz. Öncelikle adeta bir miting varmış gibi, inanılmaz bir polis koridoru, maçtan önce küfürlü tezahürat yapan taraftarlar polis tarafından sert bir üslupla uyarılıyor. Salonda 100 kadar Güney Kıbrıslı taraftar var. Etraflarında en az onların sayısında polis, saha içerisinde yine bir o kadar polis daha. Şimdi “Türkiye’de durum böyle de, Kıbrıs’ta neden farklı?” diye düşünüyor insan…
İşte bu olaylar politikanın ne kadar spor içerisine girdiğinin kanıtı. 65/4 ve 65/13'üncü maddelerin ihlalleri nedeniyle Apoel takımına 40 bin Euro para cezası ve Apoel'in sahasındaki ilk üç maçın seyircisiz oynatılmasına karar verildi. Bu derecede faşist bir eyleme, bu cezanın verilmesi gerçekten komik! Aynı olayı Türk taraftar yapmış olsaydı, siyasi kriz çıkacağından hiç şüphem yok. Ama yıllardır sporseverler olarak alıştık bu olaylara. Türkler barbar, yabancılar sütten çıkmış ak kaşık.