ERMENİ'NİN BAYRAM NAMAZI...


Mübadele sonucunda Yunanistan’a göç etmek zorunda kalmış bir kadın konuşuyor televizyonda. “Teyze, dininiz nedir?” diye soruyor muhabir. Bir eliyle haç çıkararak “Elhamdülillah Müslümanım”  diyor kadın.Bir haber kanalının hazırladığı mübadele belgeselinden sadece bu kare kaldı aklımda. Bu karedeki teyzenin duygularını anlamanın gelecekte mümkün olabileceğini düşündüm.Agos yazarı Bercuhi Berberyan’ın “Ezan sesi duyulunca Hıristiyanların haç çıkardığı tek ülkedeyiz”
sözleri, bu duyguları halen Türkiye’deki gayrimüslimlerin de yaşadığı gerçeğini gösterdi bana. Kendini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hissedebilmek için dayatılan Türk kimliğinin Müslümanlıkla pekiştirilmesi sonucunda hepimiz Türk olmak durumundaydık bu ülkede. Ve tabii ki Müslüman… Baskın Hoca LAHASÜMÜT adını takmıştı Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olma koşullarının tamamına uyan insanlar grubuna; LAik, HAnefi, SÜnni, MÜslüman, Türk.Geçen hafta DHA’nın geçtiği bir haber: “Bayram nedeniyle tatile çıkan İstanbul Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu’nun yerine Belediye Başkanlığı’na vekalet eden Ermeni asıllı Meclis Üyesi Raffi Hermon Araks, bayram sabahı, Büyükada Camii’ne giderek bayram namazında cemaatle saf tuttu. Namaz çıkışı cemaatin bayramını kutlayan Raffi Hermon Araks ve beraberindekiler, daha sonra pazar yerindeki kurban kesim yerini ziyaret ettiler. Araks, burada kestirdiği kurbanları Adalar’daki ihtiyaç sahiplerine dağıttı. Araks ve ekibi Kınalıada, Burgaz Adası, Heybeliada ve Büyükada’daki vatandaşlar ile esnafı da tek tek ziyaret ederek bayramlarını kutladı. Araks, Müslüman ibadetlerini yerine getirmesinin yadırganacak bir şey olmadığını belirterek: ‘Sadece Müslüman kardeşlerle camide namaz kılmak değil, Musevi kardeşlerimle de kipa takıp Sinagog’da da dua ederim. Müslüman Bayramı münasebetiyle eğer Müslüman doğmuş insanlarla birlikte duaya katılmak onlar üzerinde olumlu ve pozitif bir etki bırakacaksa, benim de üzerimde bir pozitif etki doğar.” “Ne alaka?” dediniz değil mi?Türk gibi olmak için çaba sarfetmek, hele bir de bunu siyasetin içinde yapmak, Ermeni’ye işte böyle yaramıyordu. Kabul görebilmek amacıyla yapılan her Türklük hareketi gidip gelip nihayetinde Müslümanlığa bağlanıyor ve bu da en hafif tabirle eğreti duruyor. Haberde de hissettiğiniz üzere, Raffi Hermon Araks’ın çabası, aslında bu ülkenin bir ferdi, bir vatandaşı ve bir siyasetçisi olmak yönünde. Ancak LAHASÜMÜT şartlarını sağlamadığında bunun imkânsız hale geldiğinin de farkındayız. Kendisi olmasa da...Bu haber bana Patrik Mutafyan’ın Ramazan ayında oruç tuttuğu günleri hatırlattı. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu… “Aman ne var ki!” diye itiraz edecek olanlara, 2010 yılında yaşadığımız bir başka olayı hatırlatayım. Başepiskopos Aram Ateşyan Van müftüsünü Ahtamar’daki ayine davet ettiğinde, Müftü Arvas’ın cevabı, “Patrik vekilimizin cuma namazına iştirak etmesini biz teklif edemeyiz. Saygı göstermemiz lazım. Ziyaret edilebilir, fakat ayine katılmak dini kurallara uygun bir davranış değil” şeklinde olmuştu.Artık kendimizi ve kimliğimizi bilip, kabul edip ona göre davranmanın, mücadelede buna göre ‘saf’ tutmanın zamanıdır. Bayram namazlarında değil…


      Bu yazı, Aris Nalcı'nın izni ile Agos'tan alıntı yapılarak yayınlanmıştır.