29 Ekim'de 3.75 Kurban'da Beleş...


Tarih 20 Şubat 1970… Avrupa'yı Asya'ya bağlıyoruz. Boğaziçi Köprüsü'nün temeli, Beylerbeyi ayaklarının şantiyesinde atılıyor. Kabataş ve Kadıköy’den kalkan 2 adet şehir hatları vapuru, davetlileri taşıyarak tören alanına getiriyor ve 21 pare top atışıyla çalışmalar başlıyor... 
         Yaklaşık 3 sene süren köprü inşaatı 30 Ekim 1973'te görkemli bir törenle açıldı. Açılış günü halk o kadar ilgi gösterdi ki binlerce kişi köprünün bir yakasından öbür yakasına geçmeye başladı.
Açılış şerefine araç yolundan da yayalara yürüme izni verildi ve o kadar çok insan o kadar çok adım attı ki köprümüz daha açıldığı ilk günden yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Hatta ertesi gün gazeteler köprüden arka arkaya tanklar geçse o kadar etki etmezdi, bir tabur askerin uygun adım yürümesi köprüyü yıkabilirdi diye yazdı; ama halka da hak vermek lazım. Bu kadar görkemle yapılan, iki kıtayı birbirine bağlayan köprüden hemen geçmek istediler. Belki yarın ellerinden alırlar, geçişlerini yasaklarlar diye!

         İlk 24 saat içinde; 28.126 motorlu araç köprüden geçti. Bu rakam; 402 araba vapurunun taşıyacağı araç adedine eşitti. Köprünün yapımı o zamanın parasıyla çok paraya mal olmuştu tam 440 milyon lira. Devlet tabiî ki bu büyük hizmeti, aldığı vergilerden karşılamamıştı, açıldığı gün köprüden geçiş 1 liraydı. Herkes mutlaka "şu köprüden elde edilen 1 günlük gelir bana verilse torunlarıma yeter!" diye düşünmüştür. Köprüden bir günde elde edilen geliri gerçekten hesaplamak bile çok güç ama eğer kullanıyorsak diyetini ödemeliyiz!

Yapıldıktan sonra bir sürü vaat verildi yok 3 sene ücretli olacak, yok 5 sene ücretli olacak sonra bedava olacak diye. Şuan yıl 2010 KGS ya da OGS olmadı mı, parasını vermek istesen de sana geçiş izni yok. 73'ten bu yana bir çok hükümet değişti ve hiç biri köprü ücretini kaldıramadı. Yıl 2073 bile olsa, binlerce hükümette gelse, hiç biri de kaldıramaz, günlük hasılatını hesaplayamadığımız, türünün tek örneği olup iki kıtayı birbirine bağlayan bu köprünün ücretini. Kapatılabilir mi? Sorarım size. Bazen halkın ağzına bal çalmak için bedava yapılır; ancak ne kadar enteresandır ki, 29 Ekim'de kurulan ülkemizin Cumhuriyet Bayramı'nda ücretli olmaya devam ediyor, 3 günlük Kurban Bayramı'nda bedava.

Pardon bir şey sorabilir miyim size? 1924'te devletin dini olmaz demediler mi bize? Madem devletin dini olmaz, o zaman neden sadece Sünni Müslüman bayramlarda böyle hediyeler veriliyor; eğer verilecekse bütün dini bayramlarda verilsin bizlere bayramlık hediyelerimiz.

         O zaman size bir önerim var eğer ki sadece dini bayramlarda bu gelirden feragat edilecekse, köprüde diyanet işlerine bağlansın ki bu sıkıntı da ortadan kalksın. Sizce dünyada çocuk bayramını kutlayan tek ülke olan Türkiye’mde, çocukların kimliğindeki din hanesine bakılmaksızın, 23 Nisan'da bu köprüden bedavaya geçmeye hakkı yok mudur? Ya da 19 Mayıs gençlerinin? Devletin 1 gün bedava yapmak için düşündüğü köprüyü aslında Garanti Bankası en güzel reklâmı yaparak gösterdi. Ödedi bizim hesaplayamadığımız günlük hâsılatı, izin verdi herkesin bedava geçmesine. Hem kendi reklâmını yaptı, hem de kendi müşterisi olsun olmasın herkesin bedava geçmesine izin verdi.

         Eğer olay parayla satın almaksa Yahudiler Yom Kippur'da siz alın, Hristiyanlar Paskalya'da siz, Kürtler Newroz'da, KaosGL bir gün de siz alın, engelleri kaldırın! Araba kullanamıyorsanız da alın nasılsa size kaldırım yapmıyorlar orası düz yol, cumhuriyetçiler siz de 29 Ekim'de alın başkası almadan...

Yazar: ÖZGÜR KÖŞE