GAY'İZ BİZ, SEKSOMANYAK DEĞİL!

Konu cinsellik olunca insanlarımızın fantezisi sınır tanımıyor. Eşcinsellik Türkiye’de, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, tabu kategorisine giren bir konudur. LAMBDA gibi STK’ların çalışmaları maalesef bu bilinci geliştirmekte yeterli olamıyor. Eşcinsel ve heteroseksüel insanları ayıran en önemli unsur; kuşkusuz heteroseksüellerin karşı cinse, eşcinsellerinse hemcinslerine ilgi duymalarıdır. Eşcinsellik deyince kafalarda belirlenen imajın birbirleriyle sevişen kadınlar veya erkekler olmasının sebebi de bu olsa gerek. Ancak eşcinsellik bundan çok daha fazlasını barındırıyor. Bunu ben bilmeyeceksem kim bilecek? Hayatımda sevişmenin yeri maalesef gerektiğinden de az.

Gayler günlük hayatımızın her alanında varlar. Kimimiz daha açık bir şekilde yaşıyoruz kendimizi, kimimiz gizliyoruz özümüzü. Ancak kesin olan şu ki hayatımız sevişmekten ibaret değil. Sevişmediğim birçok erkek veya bayan arkadaşım, işim gücüm, korkularım, tutkularım, zaaflarım ve hayattan beklentilerim var. Yani beni heteroseksüellerden ayıran çok fazla bir şey de yok. Özellikle heteroseksüel erkekler gaylere karşı çok önyargılı ve tepkili. Her eşcinselin kendilerini arzuladığını, onlara tecavüz etmek için fırsat kolladığını düşünüyor, hatta bizden korkuyorlar. Birçok kez şiddete maruz kalmamızın sebebi de budur. Oysa heteroseksüeller nasıl her karşı cinsinden hoşlanmıyorsa biz de her hemcinsimizden hoşlanmıyoruz. Kendim için konuşayım; çoğunuzla dünyaları verseniz bile beraber olmam.
Eşcinselliğin sadece cinselliğe sınırlandırılması isminden başlıyor zaten. Bu yüzden ben eşcinsel kelimesi yerine gay kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. ‘Gay’ kelimesi İngilizcede neşeli, şen anlamına geliyor. Gerçektende etrafımızdaki gaylere bakarsak genelde çok eğlenceli tiplere rastlayacağız. Özellikle sanat ve medya dünyası gayler olmadan var olamaz denilebilir. Eğlence sektöründe de antik çağdan beri önemli rol oynamışızdır. Ama tabii ki gayet ciddi meslek gruplarında da gayler önemli pozisyonlarda çalışıyor. Flört sicilime bugüne kadar bankacıdan sinemacıya, reklamcıdan mühendise kadar birçok farklı meslek dallarından insanlar eklendi. Bundan ne çıkarıyoruz? Bu insanlar bu kadar farklı alanlarda kariyer yapabiliyorlarsa ve hepsi pornocu, hayat erkeği veya hayat kadını vs. değilse hayatlarının ana teması seks olamaz.
Bu önyargı, benim uzun süre arkadaş çevremde gayliğimi açıkça yaşayamama sebep oldu. Özellikle erkek arkadaşlarımın gay olduğumu öğrendiklerinde bana karşı tavırlarının değişeceğinden tedirgin oluyordum. Yanımda rahat davranamayacaklarını, onlara arkadaşlık dışında duygular beslediğimi düşüneceklerinden korkuyordum. Böyle bir durumda arkadaşlıkların derinleşmesi maalesef imkansızlaşıyor. Bu önyargılara sahip insanların sayısı o kadar çok ki, insan yakın arkadaşlarının bile tutumunu kestiremiyor bazen. Her ne kadar eşcinsellik algısı bu kadar dejenere olmuş insanları kendimden uzak tutmaya çalışsam da etrafımda hala çok sayıda böyle insan var. Onlar bizimle yaşamayı kabul etmiyor ama biz onlara tahammül etmek zorundayız ne yazık ki.
Her şeyden önce hepimiz, hangi cinsel tercihlerde bulunursak bulunalım -ki cinselliğimiz aslında bir tercih değildir, doğuştan gelen bir durumdur- her şeyden önce insanız. Bunu maalesef birçok kez unutuyor veya unutmak istiyoruz.