Ana akım medyanın, Hrant Dink’in ölüm yıldönümünde, sadece 1 günlüğüne ortalığı ayağa kaldırdığını, bazılarının ise günün özel kuşaklarındaki kısa haberlerinde yer ayırmaktan başka hiçbir şey yapmadığını gözlemledim.
Sosyal paylaşım sitelerinde, listemdeki pek çok insan, profil fotoğraflarını 19 Ocak’ın anlam ve önemine uygun hale getirmenin ötesine gidemedi. Kimileri buna isyan edip, “Profil resimlerimizi değiştirmekle yapıcı bir çözüm bulamayız, başka şeyler yapılmalı.” diyerek, ufak bir ayaklanmayı geçemezken, diğerleri 19 Ocak gününde ne olduğunu bile bilmiyordu.
Köşe Kapmaca ekibi olarak, 19 Ocak’ta öldürülen Hrant Dink anısına ekranımızı kararttık, sitemizin en tepesine gazeteci cinayetlerine olan tepkimizi gösteren bir slogan yazdık ve ulaşabildiğimiz kesimlere haber verip, sadece 19 Ocak’ta değil, bütün hafta boyunca Hrant Dink hakkındaki yazıları yayınlayacağımızı söyledik. Buna rağmen diğer konulara gösterilen ilgiyi maalesef göremedik.
Yani aslında burada çok daha farklı bir temelden ötürü, bugün Hrant’ın 4. ölüm yıldönümü olmasına rağmen, bir arpa boyu yol alamadık. Geçen koskoca 4 yılın ardından, hala AGOS Gazetesi önünde toplananlar bir sokağı doldurunca kalabalık, ama ülke geneline yayınca bir avucun içini dolduramayacak kadar az bir topluluk.
Bu ülkede yıllardır adalet yok!
Bu ülkede yıllardır yürekli birileri yok!
Bu ülkede yıllardır sevgi ve güven ortamı yok!
Bu ülkede yıllardır huzur yok!
Şimdi, davası uğruna bir gazeteci öldürüldü ve bunun üzerinden 4 yıl geçti. Sayılan “yok” listesinden hiçbir şey eksilmedi, aksine bir de “Hrant Yok!” geldi.
İşte biz böyle gelişen bir ülkeyiz.
İşte biz böyle ilerleyen bir ülkeyiz.
Bizler, bir katilin arkasına şanlı Türk bayrağını gerdirip, arkasında gülümseyerek fotoğraf çektiren polislere sahip bir ülkeyiz.
Bizler, bir stadyumda 45.000 kişi tarafından yuhalandı diye, ertesi gün tehdit konuşması yapan, fakat iş, ülkenin ölDÜRÜLen gazetecisine gelince, hiç o “Kasımpaşa'lı, eli maşalı” tavrından eser kalmayan davranışlar sergileyen bir başbakana sahip bir ülkeyiz.
Şimdi soruyorum:
Ülkesini çok seven biri olan bana, bu ülkeyi terk etmemek için bir sebep gösterebilir misiniz?
Cevabı biliyorum. Tabii ki gösteremezsiniz ama, ben kibarlıktan sorayım dedim…
Yazar: Serbest Köşe