MUHTEŞEM RTÜKLÜ YÜZYIL


Süper Baba, Asmalı Konak, İkinci Bahar, Ezel, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Muhteşem Yüzyıl… Saymakla bitmez diziler. Televizyonlarda en büyük endüstri diziler haline gelmiş durumda. Verilen reklamlar, oyuncuların aldığı astronomik paralar zaten ortada. Saat 20.00’de başlayan diziler, neredeyse saat 23.30’da bitiyor. En can alıcı yerde araya reklam giriyor. Reytinglere de bakıldı mı haftanın yaklaşık her günü kazanan diziler oluyor. Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez misali de her gün yeni bir dizi başlıyor.

         Son haftalarda Muhteşem Yüzyıl diye bir dizi başladı. Başladı başlamasına ama, büyük tartışmalara neden oldu meclisimizde.
Dizinin konusu: Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan. Şu an tartışmaların asıl sebebi; dizideki harem sahneleri ve bu sahneler yüzünden diziye RTÜK'ten uyarı gelmesi. Gerekçe de, tarihe mal olmuş bir şahsiyetin özel hayatının ihlal edilmesiymiş. Sultan Süleyman tabii ki Osmanlı’nın en önemli padişahlarından biri, tabii ki tarihe mal olmuş bir şahsiyet. Ancak, bence gözden kaçırdığımız nokta; bunun bir belgesel değil bir dizi olduğudur.

         Bazı dizi eleştirmenleri, 3 saatlik koca bir bölümde sadece 10 dakika Kanuni’ni devlet işlerinden, fetihlerden bahsettiğini, geri kalan bölümlerde ise dizinin haremde geçtiğini, padişahın kadınlara ne kadar düşkün olduğunun gösterildiğini söylemiş. Eleştiri, bazı noktalarda doğru olsa da şöyle bir durum var: Bu bir dizi ve bir senaryosu var. Dizide anlatılmak istenen, Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan arasında geçenlerdir. Eğer devlet işleri ve fetihler anlatılmak istenseydi formatı daha farklı olur, böyle bir senaryosu olmazdı.

         Meclisten gelen tepkilerde ortada: “Biz Osmanlı’nın torunlarıyız. Tarihimiz bu şekilde yansıtılamaz. Diziyi izleyen çocuklara padişah bu şekilde tanıtılamaz!” Bence, eğer tarih gerçekten bu şekildeyse, bunu olduğu gibi anlatmanın hiçbir sakıncası yoktur. Çocukların çok etkilendiği düşünülüyorsa da, dizi başlamadan koyarsın bir +18 oldu, bitti.

        Son günlerde internet, telefon, televizyon gibi ortamlardan alkol ve sigara satışını yasaklayan, dizilerin senaryosuna müdahalelerde bulunan yasakçı zihniyet, başımızda olduğu sürece biz sadece tarihimizi ilkokulda tarih derslerinde anlatılanlar gibi şanlı savaşlar, şanlı zaferlerle kıtalara yayılmış kusursuz bir imparatorluk olarak öğrenebiliriz. Zaafları, hataları hatta daha da ileri gidersek(!) belki de hüsranları öğrenmeye çalışırsak; işte o zaman yasaklanırız, sansürleniriz!


Yazar: ÖZGÜR KÖŞE